e-BİLGİ, e-SAĞLIK

Aşı Karşıtlarının Genel Hali

asi-karsitlarinin-genel-hali

Aşılanmış Olanlara Göre %72 Daha Fazla...

06:37:20

Aşı karşıtlarının temel insan güvenliğini hiçe sayması onları aynı zamanda kötü sürücüler yapıyor mu?..

Kanada’da yapılan ve American Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bu çalışma, aşı karşıtları hakkında oldukça açıklayıcı ve bize onların başka hiç kimseyi umursamadıklarını hatırlatıyor. Sağduyulu kamu sağlığı güvenliği kurallarına uymaya isteksiz olan insanlar, muhtemelen trafik kuralları gibi basit şeylere de uymaya isteksizdir. Ölümcül bir salgını edinmeye ve bulaştırmaya istekli olmak, yolda kimin yaşayıp kimin öldüğünün umursanmayabileceğini gösterir.

Araştırmada aşılanmamış kişilerin, en az bir kişinin hastaneye nakledildiği ciddi bir trafik kazasına karışma olasılığının, aşılanmış olanlara göre %72 daha fazla olduğunu tespit edilmiş. Araştırmacılar, bu oranın uyku apnesi olan kişilerin trafik kazası geçirme riskindeki artışa benzer olduğunu, ancak alkol kullanan kişilerin riskinin sadece yarısı kadar olduğunu tespit etti.

Yazarlar, aşılanmamış sürücülerin oluşturduğu aşırı araba kazası riskinin “modern otomobil mühendisliği gelişmelerinden elde edilen güvenlik kazanımlarını aştığını ve diğer yol kullanıcılarına da riskler getirdiğini" yazdı.

Bilimin gerçekleri ortaya koyma ve muhtemelen hiç görmediğiniz noktaları bir araya getirme gibi bir yöntemi vardır. Örneğin, COVID-19 aşısı olmaktan vazgeçen insanlar ile trafik kazaları arasında bir bağlantı olduğunu kim düşünebilirdi ki? The American Journal of Medicine‘de yayımlanan yeni bir çalışma, gerçekten var olan böyle bir bağlantının arkasındaki bilimi paylaşıyor.

Çalışmada Kanadalı araştırmacılar, farklı sosyal, ekonomik ve sağlık geçmişlerine sahip, 18 yaş üstü, ehliyetli bireylerin 11 milyondan fazla COVID-19 aşı kaydını inceledi. Bu 11 milyon kişinin yüzde 16’sı (1.760.000) aşılanmamıştı. Araştırmacılar daha sonra kayıtları inceleyerek bunama, diyabet, uyku apnesi ve alkol bağımlılığı gibi trafik riskleriyle bağlantılı hastalıklara sahip olabilecek aşılanmamış bireyleri tespit etmiş ve daha sonra işin trafik kazası boyutunu incelemişlerdir. Bu durumlar arasında hastaları acil servise gönderen olaylar, zaman ve gün, ambulans katılımı ve bir “triyaj ciddiyet puanı" yer aldı.

Tüm bu parametreler göz önünde bulundurulduğunda, araştırmacılar COVID-19 aşısı yaptırmamış kişilerin trafik kazası riskinin daha yüksek olduğunu tespit edebildi. Ancak bunun nedeni aşı değildi. Bağlantı aslında karar verme ile ilgili risklerden kaynaklanıyor – aşı olma ve trafik kurallarına uyma (ya da uymama) kararları ile ilgili olarak.

Elbette bu, aşı yaptırmadığınız takdirde bir trafik kazasına karışacağınız ya da neden olacağınız anlamına gelmiyor. Korelasyon bu şekilde çalışmıyor. Ancak araştırmacılar, aşı ile “kendilerini korumak" konusunda tereddütlü ya da isteksiz olan kişilerin trafik kurallarına uymama ihtimalinin daha yüksek olduğu sonucuna varmışlardır. Veriler de bunu destekliyor.

Aşı olmayanların yüzde 72’sinin ciddi bir trafik kazasına karışma olasılığı daha yüksektir. Çalışma, bu oranın “uyku apnesi ile ilişkili göreceli riske benzer" olduğunu ancak yine de alkol kullananlar kadar kötü olmadığını belirttiğinde bu rakamlar daha kötü görünüyor. Ancak risk hâlâ mevcuttur, öyle ki çalışma bu riskin “modern otomobil mühendisliği gelişmelerinden elde edilen güvenlik kazanımlarını aştığını ve diğer yol kullanıcılarına da riskler yüklediğini" belirtmiştir.

Çalışmanın kabul ettiği bir şey de “korelasyonun nedensellik anlamına gelmediğidir“. Çalışma, aşı yaptırmamak ile dikkatsiz araç kullanmak arasında bir bağlantı olup olmadığına değinmemiştir. Ancak çalışmanın yazarları spekülasyonda bulunmuşlardır.

Bir olasılık, hem aşı tercihlerine hem de artan trafik risklerine katkıda bulunan devlete güvensizlik veya özgürlüğe olan inançla ilgilidir. Farklı bir açıklama ise günlük risklere ilişkin yanlış kanılar, doğal korumaya olan inanç, düzenlemelere karşı antipati, kronik yoksulluk, yanlış bilgiye maruz kalma, yetersiz kaynaklar veya diğer kişisel inançlar olabilir. Alternatif faktörler arasında siyasi kimlik, olumsuz geçmiş deneyimler, sınırlı sağlık okuryazarlığı veya halk sağlığı yönergeleri konusunda kuşkulara yol açan sosyal ağlar sayılabilir. Bu öznel bilinmeyenler, daha fazla araştırma yapılması gereken konular olmaya devam etmektedir.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler:
error: İçerik korunmaktadır !!