e-BİLGİ, e-HABER, e-MAGAZİN

İsveç’te Çete Savaşları ve Nedenleri

isvecte-cete-savaslari-ve-nedenleri

"Artık Çocuklarımız Yetişkin Olacak Kadar Bile Yaşamıyor."

17:08:18

İsveç’te Çete Savaşları: ‘Çocuklarımız Yetişkin Olacak Kadar Bile Yaşamıyor’

İsveç’te bu yıl düzinelerce insanın hayatına mal olan çete çatışmalarına her geçen gün daha fazla çocuk sürükleniyor. Eylül ayında bir gece, öğretmen Thomas Cervin Uppsala’daki apartmanında silah sesleriyle uyandı. Komşusu İsveç’in korkunç çete savaşlarının son hedefi haline gelmişti…

Çocuk askerler" tarafından gerçekleştirilen infaz tarzı silahlı saldırılar, bombalı saldırılarla sarsılan apartmanlar, kan davalarında hedef alınan masum akrabalar ve gecenin ölü sayısını özetleyen sabah haberleri – hepsi normalde sakin olan ülkede rahatsız edici bir şekilde rutin hale geldi.

Başbakan Ulf Kristersson çeteleri yenme sözü verirken “Avrupa’da başka hiçbir ülkede böyle bir şey görülmüyor" dedi.

“İsveç yasaları çete savaşları ve çocuk askerler için tasarlanmamıştı. Ama şimdi bunu değiştiriyoruz" dedi.

İsveç’teki çete savaşları uyuşturucu pazarının kontrolü için on yıldır devam ediyor.

Ancak bu yılın başlarında çete üyelerinin ailelerinin ve sevdiklerinin de hedef haline gelmesine yol açan bir iç çekişmeyle savaşlar sert bir hal aldı.

13 Eylül’de Stockholm’ün 70 kilometre kuzeyindeki Uppsala’da Cervin‘in binasında meydana gelen silahlı saldırı, kötü şöhretli çete lideri Rawa Majid‘in kayınvalidesini hedef almıştı.

Kadın yara almadan kurtuldu.

Cervin, “Onunla akraba olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu," dedi. “Pek çok insanı korkutan da bu – olaya karışan kişilerin her yerde arkadaşları ve akrabaları var."

Stockholm’ün dezavantajlı banliyölerinden Rinkeby’deki çocukları beladan uzak tutmak için bir futbol takımı kuran Garip Güneş, “Bu yeni nesil – suçlular – acımasız," diyor.

“Birçok ebeveyn çocukları için endişeleniyor ve okula ya da futbol antrenmanına gitmek dışında dışarı çıkmalarına izin vermiyor. Ateş hattına düşeceklerinden endişe ediyorlar," diyor AFP‘ye.

Stockholm Üniversitesi‘nden kriminoloji profesörü Felipe Estrada Dorner AFP‘ye yaptığı açıklamada “durum tamamen kontrolden çıktı: sevdiklerine ve bu çatışmalarla hiçbir ilgisi olmayanlara saldırmaya başladılar" dedi.

“Bu, şimdiye kadar hüküm süren şiddetten büyük bir değişiklik."

Polis, bu yıl şimdiye kadar 314 silahlı saldırıda 47 kişinin öldürüldüğünü, 2016’da ise bu sayının sadece yedi olduğunu söyledi.

‘Başarısız entegrasyon’

Kurbanlar ve failler giderek daha da gençleşiyor.

Ulusal Suç Önleme Konseyi bu ay yaptığı açıklamada, polisin geçen yıl 15-17 yaş arası 336 genci yasadışı ateşli silah bulundurmaktan soruşturduğunu, bunun on yıl öncesine göre sekiz kat daha fazla olduğunu söyledi.

Çeteler artık hapse giremeyeceklerini bildikleri için, bazıları 15 yaşından küçük olan çocukları kiralık katil olarak işe alıyor.

İsveç polis şefi Anders Thornberg, “çocuklar suç çeteleriyle irtibata geçerek cinayet işlemeyi teklif ediyor" dedi.

Estrada Dorner, bu çocukların “bu silahları nasıl kullanacaklarını bilmediklerini" ve bunun da çoğu zaman masum insanların yaralanmasına ya da ölmesine yol açtığını söyledi.

Uppsala yakınlarında bir banliyö olan Gottsunda’da Ebtesam Abowarrad da aynı fikirde ve insanların korktuğunu söylüyor.

“Bugünlerde fark şu ki her yere ateş ediyorlar."

AFP‘ye konuşan 40 yaşındaki anne, “Artık sokakta kimseyi görmüyorum" diyor.

Genç çete üyeleriyle yaptığı röportajlardan oluşan “Mitt ibland oss" (In Our Midst) adlı bir kitap yazan eski bir avukat olan Evin Çetin, genç çete üyelerinin çoğunun yıllardır sosyal hizmetlerin radarında olduğunu söyledi.

“Bu çocuklar suçlular tarafından eğitildiler – şiddet kültürüyle yaşıyorlar, besleniyorlar ve nefes alıyorlar" diyor.

“Tanıştıklarımın çoğunun gözlerinde boş bir bakış var, kendi hayatlarına değer vermiyorlar."

Başbakan Kristersson organize suçlardaki artıştan göç konusundaki “saflığı" sorumlu tuttu.

Muhafazakâr lider, “Sorumsuz bir göç politikası ve başarısız entegrasyon bizi buraya getirdi" dedi.

‘Sayıyı kaybettik’

Ancak Çetin, entegrasyon sorununun göçmen toplulukların karşı karşıya kaldığı ayrımcılıkla çok ilgisi olduğunu savunuyor.

“Nasıl oluyor da dünyanın en zengin ülkelerinden birinde genç İsveçliler cinayet işleyecek, üstelik en yakın arkadaşlarını öldürecek noktaya gelebiliyorlar?" diye soruyor.

“Bu, ayrımcılık, içinde büyüdükleri koşullar ve yaşadıkları dışlanma hakkında çok şey söylüyor."

Stockholm’ün kuzeyinde göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı bir banliyö olan Tensta’dan gelen 26 yaşındaki Sakariya Hirsi, şiddet olaylarında birkaç arkadaşının öldüğünü görmüş.

Ailelerin kayıplarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak ve değişim için lobi yapmak amacıyla 2020 yılında Kollektiv Sorg (Kolektif Yas) grubunu kurmuş..

Grubun Botkyrka banliyösündeki bir kilisede yaptığı son toplantıda, 23 yaşındaki Alexander Zadruzny kaç arkadaşının öldüğünü “sayamadığını" söyledi.

“Eskiden çocuklarımızın çok hızlı büyüdüğünü söylerdim ama… artık çocuklarımız yetişkin olacak kadar bile yaşamıyor."

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: ,
error: İçerik korunmaktadır !!