e-BİLGİ, e-HABER

Benzeri Görülmemiş Ötegezegen

benzeri-gorulmemis-otegezegen

Güzel Fotoğraflar Çekmesine Gerek Yok...

12:57:43

Webb teleskobu uzak uzayda benzeri görülmemiş bir ötegezegen keşfi yaptı..
“Her şeyin yeniden yazılacağını bilmek inanılmaz heyecan verici…"

Güçlü Webb teleskobunun evreni kavrayışımızda devrim yaratması için güzel fotoğraflar çekmesine gerek yok. Gökbilimciler, bu yıl Dünya’dan bir milyon mil uzaklıktaki ileri karakoluna başarıyla ulaşan uzay gözlemevini Satürn benzeri ötegezegen – güneş sistemimizin ötesindeki gezegen anlamına geliyor – WASP-39 b’ye odakladılar. 700 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızın yörüngesinde dönen sıcak, gaz devi bir gezegen. Daha önce bilim insanları Webb’deki özel aletleri kullanarak bu ekstrem gezegendeki karbondioksit gazını tespit etmişlerdi.

Şimdi ise ilk kez bir ötegezegenin bulutlarındaki atom ve moleküllerin “tam bir menüsünü" keşfettiler ve bazıları etkileşim halinde. Bu son tespit, gökbilimcilerin garip ötegezegenlerin atmosferlerine bakabileceklerini ve kimyasal olarak neyin ortaya çıktığını veya yapıldığını ve bu dünyaların potansiyel olarak yaşam barındırabilecek koşullar içerip içermediğini deşifre edebileceklerini kanıtlıyor – gezegenimizde, yalıtkan bir atmosfer ve koruyucu ozon tabakası gibi şeylerin yaratılmasından sorumlu olan atmosferik kimya, yaşam için hayati önem taşır.

Bir yıldızın ışığı genellikle bir gezegende “fotokimya" olarak adlandırılan bir süreç olan kimyasal reaksiyonları tetikleyebilir. WASP-39 b‘de olan da bu.

Yeni araştırmaya katkıda bulunan Santa Cruz’daki California Üniversitesi‘nden gökbilimci Natalie Batalha yaptığı açıklamada, “Gezegenler ev sahibi yıldızın radyasyon banyosu içinde yörüngede dönerek şekillenir ve dönüşür" dedi. “Dünya’da bu dönüşümler yaşamın gelişmesini sağlıyor."

Webb teleskobu özellikle diğer elementlerin yanı sıra su buharı, sülfür dioksit, karbon monoksit, sodyum ve potasyumun varlığını tespit etti. Uzak gezegenlerdeki bu tür molekülleri tespit etmek için gökbilimciler gözlemevini Samanyolu galaksimizdeki bilinen ötegezegenlere yönlendiriyor. Ardından, Mashable’ın daha önce açıkladığı gibi, çok zekice bir şey yapıyorlar:

Gezegenlerin parlak yıldızlarının önünden geçmesini beklerler. Bu yıldız ışığı ötegezegenin atmosferinden, sonra uzaydan ve nihayetinde Webb‘deki spektrograf adı verilen aletlere geçer – “geçiş spektroskopisi" adı verilen bir strateji. Bunlar aslında ışığı gökkuşağı renklerine ayıran yüksek teknolojili prizmalardır. İşte büyük numara: Atmosferdeki su gibi bazı moleküller ışığın belirli türlerini ya da renklerini emerler. James Webb Uzay Teleskobu‘nu işleten Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü‘nde ötegezegen araştırmacısı olan Néstor Espinoza, “Her molekülün belirli bir diyeti vardır" dedi.

Dolayısıyla, eğer bu renk Webb spektrografı tarafından gözlemlenen renk tayfında görünmüyorsa, bu, dış gezegenin atmosferi tarafından emildiği – veya “tüketildiği" – anlamına gelir. Başka bir deyişle, o element o gezegenin gökyüzünde mevcuttur. Spektrograf güzel resimler değil, çizgiler – farklı ışık türlerini belirleyen – üretir; ancak paha biçilmez bir bilgi hazinesidir.

WASP-39 b‘deki özellikle cazip tespit, bir yıldızın ışığı bir gezegenin atmosferine çarptığında ortaya çıkan sülfür dioksittir. Araştırmacılar bilgisayarları kullanarak bu uzak atmosferdeki koşulları simüle ettiler ve fotokimyanın bu molekülü WASP-39 b‘nin kalın, kabarık bulutlarında oluşturduğunu belirlediler.

“Dünya’da bu dönüşümler yaşamın gelişmesini sağlar."
Artık gökbilimciler Webb‘i uzaydaki diğer uzak dünyaların dinamik atmosferlerini araştırmak için kullanabileceklerini biliyorlar.

Cornell Üniversitesi‘nde bu araştırma üzerinde çalışan bir dış gezegen araştırmacısı olan Laura Flagg yaptığı açıklamada, “Dış gezegen atmosferlerinin büyük resmini görebileceğiz" dedi. “Her şeyin yeniden yazılacağını bilmek inanılmaz heyecan verici. Bilim insanı olmanın en güzel yanlarından biri de bu."

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: , ,
error: İçerik korunmaktadır !!