Şu pandemi ortamında üç kuruşluk maliyetiyle elde edilebilecek bir yüz maskesi kelimenin tam anlamıyla yaşam ve ölüm arasındaki fark anlamına gelebilir. Yeni koronavirüs pandemisi, iddialara göre Beyaz Saray’daki uçsuz bucaksız bir liderlik eksikliği nedeniyle ABD’de tamamen kontrolden çıkmış durumda. Yine iddialara göre, Trump yönetimi, COVID-19 salgınının ilk günlerini bunun bir sorun olduğunu inkâr ederek ve bir şekilde yanlış bilgi yayarak harcadı. İdarecilerin bir kısmı daha sonra, yeni koronavirüsün kendi kendine ortadan kalkacağını iddia ederek kilitlenmeleri uygulamak için canla başla uğraşan yerel yetkilileri baltalamak için elinden gelen her şeyi yaptı. İnsanlar çok erken olarak yeniden açıldı. Ve maalesef görünen o ki Amerika’da şu anda yaşanan koronavirüs salgınları, herkesin vakaların zirve yaptığını düşündüğü Nisan ayında olduğundan daha da kötü.

Başkan Trumph ve çevresinin şimdi daha farklı bir şeyler söyledikleri ve eski söylemlerini değiştirdikleri doğrudur, ancak bunda epeyce geç kalındı. Hasar oldukça fazla. Çok fazla insan Trump’ın söylemlerine körü körüne inandı. Amerikada insanların büyük bir kısmı Koronavirüs pandemisinin ya aşırı şişirildiğini ya da yaklaşan seçimde Trump’a zarar vermek için demokratlar tarafından uydurulan bir aldatmaca olduğunu düşünmeyi tercih ettiler…

Tony Green, Haziran ayı ortasına kadar COVID-19 ile hastalanmakla kalmayıp aynı zamanda hastalığı tüm ailesine yaymaktan, bu süreçte bir akrabasının ölümüne ve neredeyse kendisinin de ölümüne sebep olabileceğini düşünmesinden ötürü kendini suçlu hissediyor.

Tony Green, muhafazakar lobici Dallas Voice’de, kısa süre önce ders alınması gereken bir öykü paylaştı. Green, işin başında salgının sadece büyük bir aldatmaca olduğuna inanan ve bunu sert bir şekilde savunan sayıları epeyce olan koronavirüs inkârcılarından biriydi. En temel önlemleri bile almayı reddetti ve sonuçta neredeyse ölüyordu. Green, bir felce yol açan ciddi bir COVID-19 vakasına yakalandıktan sonra neyse ki iyileşti, ancak ne yazık ki bu hikaye bununla sona ermedi. Dikkatsizliği neticesinde tüm ailesine hastalığı bulaştırdı ve bunun netcesinde bir akrabası COVID-19 komplikasyonlarından yaşamını kaybetti.

Green, “2016’da Donald Trump’a oy verdiğimi itiraf ediyorum. COVID-19 üzerinden bir komplo tuzağı düşüncesine çok inanmıştım. Virüsün aldatmaca olduğuna neredeyse emindim. Ana akım medyanın ve Demokratların bunu panik yaratmak, ekonomiyi çökertmek ve Trump’ın yeniden seçim şansını yok etmek için kullandıklarına inanıyordum."

“Ve böylece, salgının bir aldatmaca olduğuna inanarak, eşim ve ben 13 Haziran Cumartesi günü ailemizin üyelerine ev sahipliği yaptık. 14 Haziran Pazar günü ise aniden hastalandım."

Green, COVID-19’un kendi ailesinin yanı sıra eşinin de bu durumdan etkilediğini ve hastalığı hızlı bir şekilde art arda insanlara bulaştırdığını açıklıyor. Kayınpederi bir solunum cihazına bağlı olarak kurtulmayı başardı ama adamın annesi yan odada COVID-19’dan öldü.

Green, “Bu toplantıya ev sahipliği yaptığım için bir yandan çok fazla acı çekerken bir yandan da hissettiğim suçluluk duygusunu hayal edemezsiniz,” diye yazdı Green. “Salgını inkâr ederken, maske kullanan ve sosyal mesafe kuralını uygulayan kişilerle dalga geçen biri olarak yaşadığım üzüntüyü hayal edemezsiniz."

Yayımlanan bu uyarı yazısı belki bir işe yarayabilir. Sadece bir kişinin fikrini değiştirse bile değerli bir çaba olarak görmek lazım. Sizde bu haberi paylaşarak salgınla mücadelede bir kişiyi dahi ikna edebilirseniz fayda sağlamış olursunuz. Ne yazık ki, hâlâ Green’in ilk elden edindiği tecrübeyi yaşamasının öncesindeki gibi düşünen çok fazla sayıda insan var. Ve şu anda, pandeminin “bir aldatmaca” olduğuna inanan fanatiklere doğruyu göstermek için bunlar yeterli olamayacaktır. Belli ki, insanların bir kısmı bu ölümcül hastalıktan doğrudan etkilenip evlerinden bir cenaze çıkmadıkça COVID-19’un ciddi bir sorun olduğuna asla inanmayacaklar.

Dünyadaki COVID-19’a ait güncel verilere sitemizdeki bu LİNK üzerinden erişebilirsiniz.