Bilim İnsanları Mars’taki Rüzgar Enerjisinin İnsan Yaşam Alanlarına Güç Verebileceğini Keşfetti…

İnsanlığın gelecekteki Mars üslerine ne güç verecek? Yeni bir araştırmaya göre, kızıl gezegenin rüzgârı bazı yerlerde bu işi yapabilecek kadar güçlü. Bir an için Mars’taki ilk insan üssünü hayal edin. Belki de mütevazı bir yaşam alanı, bir iletişim çanağı ya da uzaktaki bir fırlatma rampasında bir dönüş gemisi düşünüyorsunuz. Ancak etrafınıza baktığınızda, Mars esintisinde dönen ve başka bir gezegende yürüyecek ilk astronotlara güç sağlayan bir dizi rüzgar türbini görmek sizi şaşırtabilir.

Pazartesi günü yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, rüzgârla çalışan bir Mars üssü vizyonu sadece uygulanabilir olmakla kalmayıp, Mars yüzeyinde keşif için yeni yerler açabilir. Çalışma, türbinlerin gelecekteki Mars görevleri için bir enerji kaynağı olarak uygulanabilirliğini değerlendirdi ve sonuçlar, insanların önümüzdeki on yıllarda oraya başarılı bir şekilde inebilecekleri varsayıldığında, rüzgar enerjisinin kızıl gezegende enerji üretiminin önemli bir ayağı olabileceğine işaret ediyor.

Mars rüzgârları son derece zayıf olduğu için bilim insanları güneş ve nükleer enerjiye kıyasla rüzgâr enerjisini Mars görevleri için önemli bir enerji kaynağı olarak görmüyorlardı. Şimdi ise NASA Ames Araştırma Merkezi‘nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Victoria Hartwick liderliğindeki bir ekip, Mars’ın küresel iklim modellerini kullanarak, geçmiş varsayımların aksine, “rüzgâr gücünün Mars yüzeyinin büyük bir bölümünde istikrarlı ve sürekli bir enerji kaynağını temsil ettiğini" gösterdi.

Hartwick ve meslektaşları çalışmada, “Son teknoloji ürünü bir Mars küresel iklim modeli kullanarak, toplam gezegensel Mars rüzgâr potansiyelini analiz ediyor ve bunun mekânsal ve zamansal değişkenliğini hesaplıyoruz" dedi. “Önerilen bazı iniş alanlarındaki rüzgâr hızlarının, güneş veya nükleer enerjiye tek başına veya tamamlayıcı bir enerji kaynağı sağlamak için yeterince hızlı olduğunu bulduk."

Ekip, “Rüzgâr enerjisi, Mars’a yapılacak gelecekteki insan misyonları için güneş enerjisini tamamlayıcı bir enerji kaynağı olarak faydalı olacak değerli ancak daha önce göz ardı edilmiş bir enerji kaynağını temsil ediyor" diye ekledi.

Mars’a yapılacak herhangi bir insan misyonu, astronotları ve operasyonlarını desteklemek için birden fazla güvenilir güç kaynağına ihtiyaç duyacaktır, ancak dünya dışı enerji üretimi için tüm seçeneklerin artıları ve eksileri vardır. Nükleer enerji yaygın olarak mürettebatlı Mars görevleri için önemli bir olanak olarak kabul edilmektedir, ancak nükleer cihazların insan yaşam alanlarının yakınına yerleştirilmesi güvenlik riskleri doğurabilir. Güneş enerjisi geçmişteki pek çok Mars gezgininde kullanılmıştır, ancak bu enerji türü Mars gecelerinde ve Güneş’in ışığını engelleyen toz fırtınaları sırasında azalır.

Dahası, Mars’ta insanlar için en umut verici iniş alanlarının çoğu, sıvı suyun potansiyel olarak dünya dışı buzdan toplanabileceği kutuplarda ve çevresinde daha yüksek enlemlerde yer almaktadır. Ancak bu bölgelerde güneş enerjisinin mevcudiyetinde daha büyük değişimler yaşanmakta, bu da ikincil bir enerji kaynağına ihtiyaç duyulmasına yol açmaktadır.

Rüzgar enerjisinin bu boşluğu doldurup dolduramayacağını değerlendirmek için Hartwick ve meslektaşları, gezegendeki rüzgar hızlarını tahmin etmek için NASA Ames Mars küresel iklim modelini kullandılar.

Mars’ın atmosferi çok ince olduğundan, Dünya atmosferinin yalnızca yüzde 1’i kadar yoğunluğa sahip olduğundan, Mars rüzgarları her yerde oldukça zayıftır. Buna rağmen araştırmacılar, birkaç cezbedici yerin teorik olarak rüzgârı tek güç kaynağı olarak kullanabileceğini ve güneş ve rüzgâr enerjisinin bir kombinasyonunun, kutuplardaki buzlu yerler de dâhil olmak üzere gezegenin büyük bir bölümünde sahaların kilidini açacağını buldular.

Araştırmacılar, “Kuzey Yarımküre’de kış aylarında rüzgârlar daha soğuk yüzeydeki buz birikintilerinden sıcak regolite doğru esiyor" dedi. “Bir ‘deniz meltemine’ benzeyen bu etki, mevsimsel buz birikintilerine bitişik önerilen yüksek enlem bölgelerinde özellikle önemli olabilir. Bazı yerlerde yıllık ortalama rüzgâr gücü, mevcut güneş enerjisini 3,4 kata kadar aşmaktadır."

“Bu enlemlerdeki birçok saha, kutup gecelerindeki güneş enerjisi sınırlamaları nedeniyle reddedilmiştir. “Suyun mevcudiyetinin diğer zorluklardan daha ağır basması halinde, güneş enerjisinin mevsimsel olarak tükendiği zamanlarda rüzgar enerjisinin baskın enerji kaynağı olarak hareket edebileceğini ve kutup manzarasının büyük bir bölümünü insan keşfine açabileceğini gösteriyoruz. Benzer şekilde, rüzgâr enerjisi kaynakları da güneş enerjisinin en az olduğu gece saatlerinde en üst düzeye çıkar."

Bu noktada ekip, Deuteronilus Mensae ve Protonilus Mensae’nin buzlu kuzey bölgeleri de dâhil olmak üzere, rüzgâr enerjisine özellikle elverişli birkaç alan belirledi. Araştırmacılar, bu bölgelerdeki güçlü rüzgârları yakalamak için 50 metre boyunda orta büyüklükte türbinler kurmayı ve astronotların yabancı bir dünyanın garip buzul arazisinde yaşamalarını sağlamayı öngörüyorlar. Türbinler ayrıca krater kenarları ya da eski volkanların yamaçları gibi topografik eğimlerin yakınına yerleştirilirse, bu manzaraların yarattığı rüzgârları yakalamak için etkili olabilir.

Elbette rüzgar enerjisinin, Mars’a yapılacak ekonomik görevlerde paketlenmesi gereken türbinlerin hantallığı da dahil olmak üzere dezavantajları da var. Ancak genel olarak yeni çalışmanın sonuçları rüzgâr enerjisinin Mars’ta keşif seçeneklerini genişletebileceğini ve insanlığın ilk gezegenler arası macerasında bağımsız ya da yedek bir güç kaynağı olarak önemli bir rol oynayabileceğini göstermektedir.

Ekip, “Mars koşulları altında verimli bir şekilde çalışmak ve Mars rüzgarlarından daha fazla güç elde etmek için rüzgar türbini teknolojisini geliştirmeyi amaçlayan ek çalışmaları teşvik ediyoruz" dedi.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…