e-BİLGİ

İnsan Zekâsı ve Yerçekimi

insan-zekasi-ve-yercekimi

İnsan Zekâsının Yerçekimi Sayesinde Var Olabileceğini Öne Sürüyorlar...

17:58:45

Gerçekten Çılgın Bir Çalışma İnsan Zekâsının Yerçekimi Sayesinde Var Olabileceğini İleri Sürüyor

İlk kez 2015 yılında tespit edilen yerçekimi dalgaları insan evriminde doğrudan bir rol oynamamış olabilir, ancak onun ortaya çıkmasına zemin hazırladığı kesin. Yerçekimi dalgalarının 2015’teki ilk tespiti büyük yankı uyandırsa da, ilk ikili nötron yıldızı çarpışması olan GW170817‘nin tespiti, yerçekimi dalgalarının Dünya’daki yaşam ve insan evrimi için ne kadar önemli olduğunu teyit ediyor…

Önbaskı sunucusu arXiv‘e yüklenen yeni bir makale, yerçekimi dalgalarını varlığımızla ilişkilendiren uzun bir astronomik, jeofiziksel ve biyolojik olaylar zincirini ayrıntılı olarak anlatan bir düşünce deneyini ele alıyor. Makalenin baş yazarı olan Cardiff Üniversitesi‘nden Bernard Schutz, yerçekimi dalgalarının varlığı için ne kadar hayati önem taşıdığını uzun süredir düşünüyor. 2018 yılında, iki nötron yıldızının çarpışması sonucu oluşan ilk yerçekimi dalgası GW170817‘nin çarpıcı keşfini yeniden ele alan bir blog yazısında Schutz, kilonova olarak bilinen bu ikili nötron yıldızı çarpışmalarının, sonunda Samanyolu’nun spiral kolunda bu gizemleri keşfedebilen zeki bir türün ortaya çıkmasına neden olan bir zincirleme reaksiyonu nasıl başlattığını tartıştı. Bir tür domino etkisiyle, yerçekimi dalgaları bizi ortaya çıkardı.

Schutz o zamanlar şöyle yazmıştı: “Bunun nedeni, kilonovada patlayan maddenin neye dönüştüğüyle ilgilidir. Dünya’nın mantosundaki uzun ömürlü uranyum ve toryum izotoplarının kademeli olarak bozunması, katı Dünya’dan dışarıya doğru akarak volkanizmayı ve levha tektoniğini tetikleyen ısının yaklaşık yarısını sağlar. Bu jeolojik fenomenler, sürekli değişen bir çevre ile türleri zorlayarak sürekli evrimi tetikleyerek, Dünya’daki yaşamın evriminde önemli bir rol oynamıştır.”

Peki, ikili nötron yıldızı sisteminden Dünya’daki gelişen yaşama tam olarak nasıl geçilir? Schutz ve ortak yazarları, yeni ön baskıda bu fikri daha ayrıntılı olarak açıklıyor ve temelde tüm süreci bize anlatıyor. Ancak, yerçekimi dalgalarının başrolü, bu kozmik hikayenin en başında, nötron yıldızı çarpışmalarının ana itici gücü ve dolayısıyla gezegenimizi oluşturan ağır elementlerin bolluğunun arkasındaki motor olarak ortaya çıkıyor.

“Yerçekimi dalgaları, ikili yıldız sistemlerinden enerjiyi uzaklaştırır ve böylece yıldızları birbirine yaklaştırır,” diye yazıyor yazarlar. ”Kilonova patlamaları, periyodik tablodaki demirden üstteki elementlerin ana kaynağı olmuştur. Bunlar arasında, radyoaktif izotopları 238U ve 232Th’nin Dünya’nın iç kısmına yayılmış olduğu uranyum ve toryum da bulunmaktadır. Kilonovalar olmasaydı, bu izotopların bolluğu çok daha az olurdu, hatta sıfır olurdu."

Bu ısınmış, sıvı dış çekirdek, Dünya’yı bir jeodinamoya dönüştürerek, potansiyel yaşamı Güneş’in kozmik ışınlarından koruyabilen bir manyetosfer üretir. Bu ısı aynı zamanda, önceki çalışmaların evrimin ve (Homo sapiens’in durumunda) gelişmiş bilişin ana itici gücü olduğunu gösterdiği levha tektoniğini de harekete geçirir.

Schutz ve ekibi, bu yerçekimi dalgası oluşum teorisini ortaya atan ilk ekip. Bununla birlikte, 2024 yılında Kings College London, CERN, Illinois Üniversitesi ve Notre Dame Üniversitesi‘nden bir araştırma ekibi de yerçekimi dalgalarının, insan biyolojisi için gerekli olan iki ağır element olan iyot ve bromun oluşumundaki rolünü ortaya koydu.

Yerçekimi dalgalarının sadece evrenin evriminde değil, aynı zamanda Dünya’daki yaşamda da inanılmaz bir rol oynaması nedeniyle, bilim insanları uzay-zamanda bu dalgaların diğer kaynaklarını tespit etmek için yeni araçlar geliştirmek konusunda anlaşılır bir şekilde motive olmuşlardır. Geçen yıl, Avrupa Uzay Ajansı (ESA), süper kütleli kara delik birleşmelerinden gelen sinyalleri yakalamak amacıyla Dünya’nın yörüngesinde hareket edecek uzay tabanlı bir yerçekimi dalgası algılama platformu olan Lazer İnterferometre Uzay Anteni (LISA) projesinin geliştirilmesine yeşil ışık yaktı. ESA, evrenin oluşumundan kaynaklanan yerçekimi dalgalarını tespit etmek için LISA‘nın halefi olan Big Bang Observer (BBO) adlı platformun geliştirilmesine bile başladı.

Dolayısıyla, tüm yaşamın yıldız maddelerinden oluştuğu doğru olsa da, tüm bu yıldız maddelerini mümkün kılan yerçekimi dalgalarıdır.

Bu içeriği beğendiyseniz lütfen çevrenizle paylaşınız…
Etiketler: ,
error: İçerik korunmaktadır !!